SAMSUN
DİŞHEKİMLERİ ODASI

DOĞA ve BİZ
31-08-2020

    Biz doğaya nasıl davranırsak doğada bize öyle davranacaktır.Son yaşadığımız Giresun'daki felakette bunun neticesidir.Ben öncelikle bu felakette hayatını kaybedenlere rahmet,yaralı olanlara acil şifa yakınlarını kaybedenlere sabır diliyorum.

   Bu yaşadığımız ne ilk ne de sonuncu felaket olacağa benzemiyor.Çünkü yaşanan felaketlerden ders almıyoruz hemen unutabiliyoruz.Oysa insan doğayla mücadele edeceği yerde doğayla dost olmak zorundadır.Doğadan aldıklarımız kadarını doğaya vermek zorundayız. Bunu yapmadığımız zaman doğa intikamını mutlaka alacaktır,olayları değerlendirirken hep insan zarar,mal ve can kaybından bahsederiz.Oysa doğanın çocukları sadece biz değiliz.Yaşanan felaketlerde insan can ve mal kaybı dışında doğada bizim yaşamımız için gerekli olan binlerce yılda oluşan toprağını ,taşını,sayısız bitki ve canlısını kaybeder.

  Önceki yıllarda Rize Pazar da görevli iken böyle bir yağış ve sel felaketini gözlerimle gördüm ve yaşadım.İnsanların yaşadıkları çaresizliklere şahit olmuştum.Trapzon da köprüler yıkıldığı için ulaşım aksamış,feribotlarla veya çeşitli dağ yolları ile insanlar ve araçlar yollarına devam edebilmişlerdi.Şimdi o yıllara göre doğayla barışık yaşamak için neler yapılmış diye bakıyorum da  ,sonuç  kocaman bir hiç.Dere yataklarımız yine meskenler le dolu,yamaçlarda ki her eve iş makinalarıyla araba geçecek şekilde yollar ve taş ocakları açılmış.Hatta dağların tepesinden geçecek otoban  yollarda yapılmaya başlanmış.Doğal  ormanlar yok edilerek çaylıklar ve mesken alanları  için yerler açılmış.Aşırı sanayileşme ile  atmosfere salınan zehirli gazlar ve yüksek karbon emisyonları dolayısıyla tüm dünyada olduğu gibi Karadeniz de de iklimler değişmiş.Alabalık tutmak için çıktığımızda doğal köprü olarak kullandığımız buzulların bir tanesi bile artık yok. Üstelik dere ve ırmaklara yapılan sayısız HES lerde bölgenin ekolojik dengesini  olumsuz etkilenmiş. Alabalık ve bobol(alabalığın çok sevdiği oltaya takılan böceğin yerel adı) da yok.

    Bu vesileyle neler yapılmalı diye düşünülmeli,çevre sorunları ve yaşanan çaresızlikler ,yok olan can ve mal kayıpları,binlerce yılda oluşan verimli toprakların kaybı tekrar tekrar gözden geçirilmeli en iyi çözüm yollarını bulunmalıdır.

   Sorun çözmede kıvrak zekalarına inandığım karadenizli  kardeşlerimizi,kendimizi ve yetkilileri, STK'ları,sorumlu kurum ve kuruluşları sorunun çözümüne daha istikrarlı ve sürdürebilinir şekilde sahip çıkmalarına çalışmalıyız.

  STK'lar çeşitli idari kuruluşlara vatandaşın ulaşmasının İnsani kaynaşmanın , dayanışmanın ve yardımlaşmanın çağdaş en kolay yoludur. Sahi sizin ve çocuklarınızın bir STK'ya yakınlığınız veya üyeliğiniz var mı?

Dt.Kadir ACAR